Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir: -"Getir bakayım şu karneyi!" -"Al baba..." Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf. -"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Ne bu notların hali, rezil şey!" -"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..." Merve Gülpelen, Akşemsettin İÖO. Buca İzmir
öğretmen çocukların yaptığı resimlere bakıyordu sıra ahmetin yaptığı resme geldi konumuz neydi diye sordu tren çizecektik sen sadece rayları çizmişsin peki tren nerededir yoldadr öğretmenim daha buraya gelmedi. Buğra Kerem Gürsoy 2/G
–Derin nefes almanın mikropları öldürdüğünü biliyor muydunuz
çocuklar?
–İyi ama öğretmenim, derin nefes almaları için mikropları nasıl ikna
edeceğiz.
Öğretmen, bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu:
- Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur?
Çocuk düşündü, yutkundu, bir şey diyemedi. Onun yanında oturan, parmak kaldırarak şu cevabı verdi:
- Kirli sulardan olur öğretmenim!
NASIL?
Öğretmen ders anlatıyordu:
-Günümüzden yıllarca yıl önce para denen şey yokmuş çocuklar. İnsanlar alışveriş yapmak istedikleri zaman, karşılığında malına göre ya yumurta ya da buğday ya inek ya da değerine göre başka bir şey verirlermiş.
Ersin, parmağını kaldırdı ve söz aldı:
- İyi de öğretmenim, o zamanın insanları bütün bunları cüzdanlarında nasıl taşırlarmış?
ÖBÜR YARISI
Kütüphane memuru, öğrenciye:
- Bu kitaptan yararlanırsanız ödevinizin yarısını yapmış olursunuz, dedi.
Öğrenci sevinçle haykırdı:
- O halde aynı kitaptan iki tane lütfen!
Öğretmen Rıza’ya sordu:
- Dünya yuvarlak mıdır?
- Hayır öğretmenim.
- Nasıl olur, düz mü yani?
- O da değil.
- Peki nasıl?
- Babamın dediğine bakılırsa karmakarışık.
Öğretmen, tabiat bilgisi dersinde uzun uzun, dişleri anlatmıştı. Dersin sonuna doğru dersi hiç dinlememiş bir öğrenciye sordu:
- Kaç türlü diş vardır?
Öğrenci biraz düşündükten sonra:
- Sağlam diş, çürük diş, takma diş diye cevap verdi.
Öğretmen, Fatma’ya sordu:
“ Altı elma ile beş portakal ne yapar?”
Fatma:
“ Vitamin yapar öğretmenim.”diye cevap verdi.
Babası, Özcan’a sordu:
“Sınıfta durumun nasıl?”
“Çok iyi babacığım. Sobanın yanında oturuyorum.”
öğretmen öğrenciye ingilizce bir cümle kurmasını söylermiş çocuğun cümlesi şuymuş ''çocuk koştu koştu denize düştü boğuldu'' çocuk bu cümleyi türkçeye çeviricekmiş çocuk cümleyi kurmuş ''dı boy dıkıdık dıkıdık culup gulu gulu'' :):):):):). İsimsiz
Ad Soyad: Nalan GÜLEÇ
Firma: Doğancı İlköğretim Okulu-7/A
Konu: CESARET
İl: Trabzon-Şalpazarı
Yorumlar: Nuri okuldan eve yara bere içinde dönmüştü.Annesi çıkıştı: Oğlum yinemi dövüştün okulda? Çocuk:Şey anne!...Büyük bir çocuğun bir küçüğü dövmesine engel olmaya çalıştım da... Annesi:Aferin bak, bu cesaret işi! Kimdi o küçük çocuk? Nuri gayet sakin bir şekilde: Ben!